Muhasebe etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Muhasebe etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Mayıs 2017 Cumartesi

ALACAK

 Bir kimsenin, bir alış-veriş veya bir iş karşılığı yahut başka yollarla hak edip, henüz eline geçmeyen para veya mal. Alacak bir hak olup, bir kimseye, diğer bir kimseyi, o anda veya daha sonra bir şey vermeye veya yapmaya veya yapmamaya zorlama yetkisi verir.
  Bu hakkın sahibine alacaklı denir. Alacak hakkı kanundan (tazminat, nafaka gibi) veya sözleşmeden (akitten) veya bir iş karşılığı olarak doğar. Derhal ifası istenen alacağa “mu’accel alacak” belli bir müddet sonra alınacak olan alacağa “müeccel (acil olmayan) alacak”, bir şartın tahakkukuna veya fesh olmasına bağlı olana “şarta bağlı alacak” denir. Alacak, adi (te’minatsız) veya te’minatlı (rehinle sağlanmış) olabilir. Alacak, aynı hukuki bağıntının aktif yönünü; borç ise pasif yönünü ifade eder.

6 Nisan 2017 Perşembe

AKREDİTİF

Bir bankanın, belirli bir para tutarı için, üçüncü bir şahıs lehine, kefaleti altında, muhabiri nezdinde açtırdığı itibar hesabı.
Bankalar genellikle yurt dışından mal getirtmek isteyen ithalatçılara, yurt dışından malı gönderen ihracatçının parasını alacağı muhabir bankası nezdinde kredi açar. Bu işlem için genellikle, ithalatçının bankası (Türkiye’deki banka), muhabir bankaya bir akreditif mektubu (letter of credit) yazar. Müşterinin de, bankaya bir taahhütname niteliğinde mektup tevdi etmesi gerekir. Akreditifte, kredi emrini alan muhabir bankaya “creditant”, krediyi açan muhabir bankaya “crediteur”, krediyi alan şirkete “crédité” adı verilir.
Başlıca akreditif türleri; gayrikabili rücu akreditif, kabili rücu akreditif, teyit edilmiş ve teyit edilmemiş akreditif olmak üzere dörttür.

3 Aralık 2016 Cumartesi

ACYO (Aciyo)

 Para farkı. Eskiden madeni sikkelerin gerçek kıymetleri arasındaki fark bu kelime ile ifade edilirdi. Metal fiyatının düşmesi veya yükselmesi sebebiyle bir sikkenin fazlasına veya eksiğine işlem görmesinden ortaya çıkan farka “acyo” denirdi. Aynı kelime altın paranın aşınmasından dolayı kaybettiği değeri de ifade etmekteydi. Bu kelime günümüzde ise genellikle iki ayrı manada kullanılmaktadır.
 1) Döviz işlemleri söz konusu olduğunda bir paranın kambiyo değeri ile itibari değeri arasındaki fark.
2) Kredi işlemleri sırasında müşterilerden tahsil edilen faiz, komisyon ve haberleşme gelirleri.

ACENTE

 Kendisine verilen yetki dahilinde belli işleri yapmakla yükümlü kişi veya birimler. Ticari bir işletmeye müşteri bulmak işi ile uğraşan aracı. Acente, bağımsız bir tacir olarak ve bir sözleşmeye dayanarak belirli bir yer veya bölge içinde bir ticari işletmeyi ilgilendiren belli işlerde aracılık eder ve bunları o işletme adına yapar. Halk dilinde birçok tacir yardımcılarına acente denilmekle beraber, bu kimseler acente vasfına haiz değillerdir.